Osmanlı’nın Sünnileşmesi ile birlikte, fal, büyü, muska gibi okült sistemleri net bir şekilde birbirinden ayrıştı ve muskanın farkı, bilhassa onun üçgen şeklinde temayüz etti.
Tespih, yuvarlak boncukları ve dairesel şekli1 ile bütün bir kozmolojiyi, evrendeki gezegenleri, kâinatın tekrarlayan döngüselliğini resmederken, onu çeken insan da ritmik hareketleriyle evrendeki bu kozmolojik döngüye, tevekkül halindeki varoluşuyla iştirak ediyor gibidir.
Günümüzde mektup denilince, ilkin elektronik cinsten olandan gayrısı gelmiyorsa da akla, bizim ve bizden önceki kuşakların yüreğindeki esas olarak, zarflar ile sarılıp sarmalanan, allanıp “pul”lanan duygu-düşünce kitabeleridir.
Kışların oldukça uzun geçtiği Doğu Anadolu Bölgesi için tezek, uzun süre aranan, insanları fazlaca meşgul eden ve yapısı, kalorisi, işlem görme şekliyle onlarca isim ve sıfat kazanmış bir nesneydi.
Kenevir, yakın doğuya dinsel ritüellerde vecd aracı olarak ve dervişlerle taşındı. Kulaktan kulağa fısıldanan bu gizlilik akidesi, “sırlar” anlamına gelen esrar adıyla yayıldı.