Kuşkusuz uygarlığın gelişimi içinde ayakkabı da salt işlevsel bir nesne olmaktan çıkmış, farklı dönemlerdeki farklı moda akımlarına göre çok farklı şekiller alan bir estetik objeye; sosyo-ekonomik konuma işaret eden bir toplumsal simgeye dönüşmüştür.
Şadırvanında erkeklerin sohbetinin yankılandığı, kadınların Ramazan mukabelelerini beklediği, sabah gittiğinde gelen bir diğerini tanıdığın, cuma namazına kimin gitmediğini ayırt ettiğin, kimisi için sevap kaynağı, kimisi için sayısı arttıkça işlevi sorgulanan…
Sosyal tarihimizde kılık kıyafette ve dolayısıyla baş giyimindeki değişiklikler, Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat dönemi ve sonrasındaki modernleşme tarihi ile ilintilidir.
Bastonun tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Mitolojide tanrıların tanrısı Zeus’un elinde tuttuğu asa ve Hz. Musa’nın denizi yardığı ünlü asa gelir aklımıza ilk olarak.
Günlük hayatımızın bir parçası olan etek, hiçbir zaman sadece bir kumaş parçası olmamıştır. Etek, hayatımızdaki pek çok nesne gibi toplumsal cinsiyetlendirilmiştir, dolayısıyla toplumsal cinsiyet lensiyle irdelenmeyi gerektirir.