Cumhuriyet

Kuşkusuz uygarlığın gelişimi içinde ayakkabı da salt işlevsel bir nesne olmaktan çıkmış, farklı dönemlerdeki farklı moda akımlarına göre çok farklı şekiller alan bir estetik objeye; sosyo-ekonomik konuma işaret eden bir toplumsal simgeye dönüşmüştür.

Kuruluş döneminden itibaren, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana devlet aygıtlarının, haritalara yönelik hiç durmayan aşırı bir milli hassasiyet gösterdiğini söylemek gerekir. Tapu belgesi gibi harita da insanlar arasında derin anlaşmazlığa neden olabilen bir şey olmasının yanı sıra bir tabudur da.

Günümüzde mektup denilince, ilkin elektronik cinsten olandan gayrısı gelmiyorsa da akla, bizim ve bizden önceki kuşakların yüreğindeki esas olarak, zarflar ile sarılıp sarmalanan, allanıp “pul”lanan duygu-düşünce kitabeleridir.

Bugün adına traktör dediğimiz araç ise, tarımsal üretimde kullanılmak üzere Sanayi Devrimi ile birlikte makinenin muazzam çeki gücüyle birleştirilerek emek-yoğun bir üretimin hem niteliğine hem de niceliğine etkide bulunmuştur.

İstanbul’da vapurların kendilerine özgü bir tipolojileri vardır. Birbirine benzeyen yönleri olmakla birlikte farklı yerlerde tasarlanan, hatlara göre biçimlenen vapurlar arasında önemli farklar da olurdu.