HARİTA
JEAN-FRANÇOIS PÉROUSE

İÇERİK

Tanım ve Etimoloji

Harita, Yunanca χártis χάρτης “kâğıt, rulo halinde evrak, pafta” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük, eski Yunanca χártēs χάρτης “papirüs, papirüs rulosu” sözcüğünden gelen ve İtalyanca aynı anlamdaki carta veya charta sözcüğü ile eş kökenlidir (Nişanyan Sözlük).

Harita, etimolojiden anlaşıldığı üzere esasen bir hammaddeye gönderme yapan bir kelimedir. Yani sözcük olarak “harita,” kâğıt ya da kâğıdın icadından önce, papirüs, deri gibi çizmeye elverişli olan maddelerden türetilmiştir. Hammaddesinden oluşan bir kelime…

Bir anekdotla başlayalım: Birkaç sene önce, “Kırım Savaşı’nda Ruslara karşı savaşan İngiliz General Williams’ın tarihçi torunu David Williams, elinde haritayla Kars kalesinde gezerken ‘defineci’ diye gözaltına alındı” (Radikal, 2007: 4). Yirmi kişilik bir ekip tarafından yakalanan amatör tarihçinin cisimleşmiş suçu, “elindeki harita”ydı. Neredeyse benzer nahoş olaylardan mağdur olmuş biri olarak, bu hikâye, haritaya dair bana çok şey ifade eder. Harita, özellikle bir yabancının elinde bulunursa, hâlâ şüphe uyandıran bir nesnedir. Harita, illa korunması gereken milli sınırlar, toprak bütünlüğü, mülkiyetler ve ulus egemenliğine karşı ulusal ve yerli çıkarları tehdit eden, gizlice örülmüş şaibeli bir “planın” simgesidir. Özellikle taşrada ve kırsal bölgelerde harita, düşmanca saklı tutulan kötü bir niyetin aracı olarak algılanmaya devam eder (bkz. Candemir, 2021).

“Kitabhane-i (Sudi)’nin yeni harita külliyatından: Anavatan” (İstanbul: Alaeddin Matbaası, 1927) Kaynak: Library of Congress / Harita Koleksiyonu / G7431.F7 1927 .K4 []

Temel ve Hassas Bir Nesne Olarak Harita

1648 tarihli Vestfalya Antlaşması’ndan beri harita, devlet teşkilatına şekil veren, devletin münhasır erk, iktidar ve hâkimiyet alanını tasvir ve tesis eden en temel belgelerden biridir. Vatanın sınırlarını sabitleştirip görselleştiren, resmi, kurucu (referans) bir harita olmadan, devletin varlığının meşrulaştırılması ve kalıcı hâle getirilmesi düşünülemez. Ulusal bir referans haritası üreterek devlet, sadece vatandaşlarına değil; aynı zamanda uluslararası arenadaki müdahillerine de sunulacak bir kendilik imajı imal etmiş olur. Kabul edilen/ettirilen resmi ulusal harita, devletlerarası ilişkiler oyununda bir nevi itibar ve inandırıcılık teminatı ve ön şartıdır. Bu açıdan kendi haritasını oluşturmak, nüfuzunu geliştirmeye ve güçlendirmeye çalışan bir devletin, başkaları tarafından çizilmiş haritalardan koparak muktedir ve tam egemen olma çabasının simgesidir. Harita şeklindeki bu taşınabilir ve çoğaltılabilir vatan tasviri, milli eğitim tarafından her köye, her mahalleye ulaştırılır. Ülke haritası, özellikle ilk okullarda, vatan sınırlarına kitlesel alıştırma sürecinin en mühim araçlarından biridir.

Bu harita pedagojisinin, Türkiye’nin doğusunda daha ağır, baskıcı ve sistematik bir şekilde uygulandığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda ülke haritasını ifşa etme, kabul ettirme ve doğallaştırma amaçlı devlet çabaları arasında “kaya haritaları” oldukça çarpıcıdır. Yollara bakan yüksek yamaçlarda teşhir edilen ve böylelikle gözden kaçırmanın, görmemenin imkânsız hâle geldiği kaya haritaları, hâkimiyetin yeni tesis edildiği ya da hâlâ tartışıldığı bölgelerde ve dönemlerde çok yaygındır. Bu haritaların bakımları ise, devlet daireleri ve sivil toplum arasında gösterişli bir rekabetin konusu olabilir.1

Türk Tarih Kurumu tarafından resmileştirilen “Yeni Misak-ı Milli Haritası” (İstanbul: Kitabhane-i Kanaat) Kaynak: Türk Tarih Kurumu İnternet Sitesi / Misak-ı Milli Haritası []

Kuruluş döneminden itibaren, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana devlet aygıtlarının, haritalara yönelik hiç durmayan aşırı bir milli hassasiyet gösterdiğini söylemek gerekir. Tapu belgesi gibi harita da insanlar arasında derin anlaşmazlığa neden olabilen bir şey olmasının yanı sıra bir tabudur da. Harita, uluslararası arenada varlıklarını ve fiziki sınırlarını kabul ettirmeye çalışan yeni ulus-devletlerin önemli bir propaganda ve iletişim aracıdır. Bu açıdan, Sadi tarafından çizilmiş, Misak-i Milli başlıklı, 1920 tarihli Birinci Büyük Millet Meclisi’nin haritası, temel/kurucu bir belgedir.

Harita, devletleşmeye çalışan, tanınmaya çabalayan her milli hareketin veya her irredantizmin (kurtarımcılık) karşı silahı olarak da kullanılır. Böylece 1919’da ortaya çıkan General Şerif Paşa’nın haritasından beri, “Büyük Kürdistan Haritası,” her memorandumun kendi ikna etme gücüne sahip sayılan, olmazsa olmaz bir ek belgesidir. Tamamen aynı çizgide bulunan, 1920 tarihli “Emin Ali Bedirhan Haritası,” uzun bir karşı harita dizisinin ilk kilometre taşıdır.

Bu bağlamda, yabancılar ve hainler hep “kışkırtıcı” haritalarla uğraşıyormuş gibi görülür: 1916 Sykes-Picot haritası, 1920 Sèvres haritası, 1919 ve sonrası Kürdistan haritaları,2 Ermenistan haritası, 1919 Megáli Idéa (Μεγάλη Ιδέα) haritası veya Hatay’ı dahil eden Suriye haritası. Bununla ilintili, anaakım medyada sık sık kullanılan basmakalıp “skandal harita” ifadesi, üzerinde düşülmesi gereken bir deyiştir. Sanki belli medya kuruluşlarının görevlerinden biri, dünyanın her tarafında gösterilen o tür haritaları tespit edip devletten arzu edilen tepki gelinceye kadar, bunları ısrarla ifşa etmektir.

“Harita Skandalları”nın Son 15 Senelik Dökümü

Temmuz 2007: Atina’da Yunan Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği seminerde skandal Kürdistan haritası (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/amerikan-muhiplerine-duyurulur-1324yy.htm)

Ocak 2008: Amerika’daki The Atlantic Monthly skandal Kürdistan haritası (https://www.milliyet.com.tr/gundem/irak-ve-kurdistan-haritasi-skandali-262077)

Ağustos 2009: CNN’de skandal bir Kürdistan haritası (https://www.medyaradar.com/skandalturkiye-acilimi-tartisirken-cnnde-kurdistan-haritasi-yayinlandi-haberi-37160)

Eylül 2012: New York Times skandal Kürdistan haritası (https://www.internethaber.com/skandal-bir-kurdistan-haritasi-daha-464701h.htm)

Şubat 2013: İstanbul Aydın Üniversitesi’nde skandal Kürdistan haritası (https://www.sozcu.com.tr/2013/gundem/aydin-universitesinde-kurdistan-skandali-232151/)

Aralık 2013: Barzani TV skandal Kürdistan haritası (https://www.milliyet.com.tr/gundem/irak-ve-kurdistan-haritasi-skandali-262077)

Ekim 2015: CNN skandal Kürdistan haritası (https://www.takvim.com.tr/guncel/2014/10/08/cnnden-skandal-kurdistan-haritasi)

Eylül 2016: Kosova’daki coğrafya okul kitaplarında (https://www.risalehaber.com/kosovadan-skandal-turkiye-haritasi-284267h.htm)

Ağustos 2017: ABD’nin Skandal Suriye Haritasında Ülkenin Kuzeyi PKK’lı Teröristlere Verildi (https://www.sondakika.com/haber/haber-abd-nin-skandal-suriye-haritasinda-ulkenin-9925796/)

Eylül 2017: Kuzey Irak okul kitaplarında skandal Kürdistan haritası (https://www.internethaber.com/skandal-bir-kurdistan-haritasi-daha-464701h.htm)

Ekim 2017: Köln’de skandal Türkiye haritası (http://www.gercekizmir.com/haber/Koln-de-skandal-Turkiye-haritasi/33826)

Kasım 2017: Doha’da 2 AKP milletvekilinin katıldığı bir konferansta, skandal Kürdistan haritası (https://malatyahaber.com/haber/skandal-harita-ve-2-akp-malatya-milletvekili)

Aralık 2018: Google skandal Kürdistan haritası (https://www.yeniakit.com.tr/haber/skandal-kurdistan-haritasi-buyuk-tepki-gormustu-googledan-geri-vites-576007.html)

Kasım 2019: Rusya kamu kanalında skandal Kürdistan haritası (https://www.parlamentohaber.com/lavrovdan-sonra-simdi-de-rus-devlet-kanalinda-skandal-harita/)

Mart 2021: Papa’nın skandal Kürdistan haritası (https://www.hurriyet.com.tr/dunya/papa-pulunda-harita-skandali-barzanilerden-buyuk-kurdistan-propagandasi-41759135)

Aralık 2021: Skandal Ermenistan haritası (https://www.yenisafak.com/dunya/ermeni-isgalinden-kurtarilan-terterde-skandal-harita-turkiyenin-sehirlerini-de-kattiklari-planlari-ortaya-cikti-3591948)

Mayıs 2022: Finlandiya skandal Kürdistan haritası (https://www.habernediyor.com/gundem/finlandiya-basinindan-skandal-olay-kurdistan-haritasiyla-yayimladilar-h79831.html)

Nitekim “skandal haritalara” benzer şekilde millî tahayyüllere vücut veren kutsallaştırılmış haritalar da mevcuttur: 1920 Misâk-ı Millî haritasından, 2016’dan sonra sık sık gösterilen ve Akdeniz’de Türkiye’nin yeni nüfuz iddialarını tasvir eden “Mavi Vatan” haritasına kadar. Bir nebze de, 1942’de Alman bir coğrafyacı tarafından çizilip sunulan “7 Bölgeli Türkiye” haritası aynı tip doğallaştırılmış ülke haritası türüne aittir. Bu harita o kadar doğallaştırıldı ki, Avrupa Birliği’ne üyelik süreci sırasında 2002’de uygulamaya giren ve 12 bölge içeren yeni bölge birimleri sınıflandırmasına şüpheyle yaklaşıldı ve bu sınıflandırma “yabancı” olarak yaftalandı ve öyle de kaldı. 20 yıldır bütün istatistikler ve kalkınma projeleri bu yeni sınıflandırmaya göre yapılmasına rağmen, zihinlerde adeta ebedileştirilmiş 7 Bölge Haritası hâlâ direniyor. AB kaynaklı 12 bölgeli Türkiye haritası millî beden tarafından henüz sindirilmiş değil.

Askerî Haritanın Ağırlığı

Çağdaş Türkiye tarihi boyunca harita üretimi ve dağıtımının kontrolü, öncelikle askere özgü bir faaliyet olarak kabul gördü. 1990’larda hâlâ, bir yabancı için ayrıntılı bir topografik haritaya doğrudan erişmek –binbir aracından geçmeden– neredeyse imkânsızdı; hatta sıradan bir Türk vatandaşı için bile bayağı zordu. Ancak, ismi manalı ve etkileyici olan “Harita Genel Müdürlüğü”ne başvurduktan sonra, uzun bir dilekçe silsilesinin neticesinde çeşitli şartlarla edinebilen bir nesneydi harita. Şimdi artık Harita Genel Müdürlüğü, etkin web sitesi üzerinden ayrım yapmadan, gayet dostane (friendly) bir şekilde, ürünlerinin bir kısmını bedava paylaşıyor ya da belli bir ücret karşılığında satıyor. Hafif korkarak, girişteki nöbetçi askerlerin arasından geçerek Ankara Cebeci’ye gitmenize gerek kalmıyor artık. Haritanın piyasalaşmasının askerlerin tekelini bir nebze kırdığını söylemek mümkün. Harita Genel Müdürlüğü’nde satışta olan3 veya İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi ya da Harp Müzesi’ndeki görkemli “kabartma haritalar,” konumuzun ağırlığını somut bir şekilde özetleyen en anlamlı nesnelerdir.

Yerden fotoğraflama ekibinin arazi çalışması, 1935. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü İnternet Sitesi / Fotoğraflarla Tarihimiz []
Harita Genel Müdürlüğü Kronolojisi

1818: Harp Okulu’na bağlı “Harita Okulu” İstanbul’da kuruluyor.
1880: Harita ve Fen İşleri Şubesi kuruluyor.
1885: İlk kabartma harita (askerî müzelerde sık sık teşhir edilen bir harita türü)
1895: Harita Komisyonu kuruluyor; ilk “modern Türk haritası:” Vardar Havzası
1896: “2° modern Türk haritası”: Eskişehir bölgesi 1:50 000°’lik haritası
1910: Birinci Türk nirengi sistemi tesis ediliyor (16 nokta).
1915-1916: İstanbul Harita Şubesi Kütahya’ya taşınıyor.
1921 (18/04): Ankara Harita Şubesi kuruluyor; ilk eseri, savaş bağlamında, Eskişehir ve Sakarya 1:100 000°’lik haritası.
1925 (02/05): Harita Genel Müdürlüğü kuruluş kanunu (n°657).
1927: Harita Dairesi Ulus’tan Cebeci’ye taşınıyor.
1942 (09/09): Kandıra’da ilk “harita şehitleri” (harita uçağı düşmesi sonucunda).
1961 (01/02): Bakanlıklar arası Harita İşlerini Koordinasyon ve Plânlama Kurulu Hakkındaki Kanun
1968-1969: Güneydoğu 1:25 000°lik 100 paftalık haritaları (hava fotoğrafı yöntemi ile yapıldı).
1983: 2895 sayılı kanunla “Harita Genel Komutanlığı”na dönüştürüldü.
2009: HGK “kontrol yetkileri” azaltılıyor,4
2018: 703 sayılı KHK ile “Genel Müdürlüğe” dönüştürülüyor.

Harita üretiminin “sivilleşme” sürecinin 1990’larda başladığını söylersek yanlış olmaz. Belediyelerde, bakanlıklarda, valiliklerde, kamu bankalarında, tapu-kadastro müdürlüklerinde veya madencilik, inşaat şirketlerinde harita mühendislerinin yaptıkları teknik haritaların dışında, bölge/şehir planlamacı veya coğrafyacıların çoğalan coğrafya bölümlerinde çizdikleri; ama, az bilinen ve maalesef yeterince toplumsallaşmamış haritalardan başka, “sivil” haritalar oldukça geç bir zamanda “sivil” hayata girmiştir. Bu değişimin sembolü ve taşıyıcılarından biri, 1992’de çıkmaya başlayan Atlas dergisidir.5 Şehirli; ama, bir nebze şehirden bıkmış olan, görece genç, hafif sportif, makul derecede maceraperest ve eğitimli üst-orta sınıflara hitap eden “gezi/keşfetme” aylık dergisi, asker tekelinden bağımsızca üretilen pek çok haritayı okuyucularına arz ediyordu. Ve kısa bir zaman diliminde “sivil kartografi” diyebileceğimiz hareketin önemli bir temsilcisi hâline geldi. Kolay katlanabilen ve taşınabilen Atlas haritaları, bir nevi hedonist yeni Anadoluculuğun sevilen nesneleridir. Keza Atlas’ın 2004’te çıkarttığı “Türkiye Coğrafya Atlası” memleketin istikşafi harita dünyasına, bütün eski görsel ve zihinsel alışkanlıklarımızı sorgulayan yeni, yurtsever bir nefes getirdi.

Öncelikle Ulusal Olan Harita

Milli sınırları temsil düzleminde ebedî/kalıcı kılan iyi harita, ilk başta –ve bazen sadece– ulusal ölçekte düşünülür. Yani, milli eğitim müfredatı tarafından şekillendirilmiş algılardaki harita, her şeyden önce bir ulusal haritadır. Her ilk okulun duvarında görebileceğiniz gibi… Eski MGK toplantı odasındaki gibi…

Millî Eğitim Bakanlığı himayesindeki Talim ve Terbiye Kurulu, ders kitaplarındaki bütün haritalarını gözden geçirip ulusal olup olmadıklarını kontrol eder. AB’ye uyum sürecinin bir alt ürünü sayılabilen TÜSİAD’ın Coğrafya 2002 adlı liselere yönelik hazırladığı deneyimsel ders kitabının haritaları, yeterince millî olmadıklarından dolayı ağır eleştirilere maruz kalmıştır mesela. Talim ve Terbiye Kurulu, bu haritaları fazla “yabancı” olarak değerlendirmiş ve sonuçta bu ders kitabını onaylamamıştır!

Başka bir deyişle, ana ve bazen tek ölçek, millî ölçektir. Kaç defa taşrada, kasabalarda ve hatta il merkezlerinde, bulunduğum mekânı anlamlandırmak gayesiyle, kırtasiyelerde, kitapçılarda bir yerel harita sorduğumda muazzam bir anlamazlıkla karşılaşmışımdır. Ekseriyetle tek alabildiğim cevap, “Ama bizde sadece tüm Türkiye haritası var; kâfi mi?” olmuştur. Konumuz, derdimiz ne olursa olsun, ülke haritası yeter: Tek bayrak olduğu gibi, tek bir harita ölçeği var. Zaten ülke bayrağı ile ülke haritası sıkça birleştiriliyor:6 Zaman zaman harita bayraklaşıyor –ya da halıya dönüştürülür– veya bayrak “haritalaşır” (Copeaux, 2012). İki binlerin başında, İstanbul Gaziosmanpaşa mücavir alanlarında basitleştirilmiş Türkiye haritasına –tıpkı uğur getireceği düşünülen Arapça “maşallah” yazısı gibi– apartmanların cephelerinde, dış kapıların üstünde sık sık rastlanır.

Bu durumda, ulusal olmayan ölçekler, son derece talidir. Son senelerde epeyce dile getirilen “yerli” ile “yerel” terimleri arasındaki fark burada net gözükür: “Yerli” millidir; “yerel” ise mühim olan üst ölçeklere tâbi tutulan, tamamen madun bir boyuttur. “Yerel”in bir haritaya bile hakkı yok gibi durur.

Yerel ölçek söz konusu olunca, belki tek istisna, şehir rehberleridir. Aslen ağırlıklı olarak yabancılara yönelik “turistik gezi rehberleri” mevzusunu bir kenara bırakacak olursak, cumhuriyetin ilk yıllarında bir nevi şehir rehberi furyası yaşandı: Otuzlarda ve kırklarda, her il merkezi için, özel sektör, meslekî örgütler, dernekler ya da doğrudan belediyelerin girişimi sonucunda şehir rehberleri yayımlandı. Sanki 1933 “Belediye Yasası” ile birlikte yeni yetkilerle donatılmış belediye yapıları kendi imajlarını kavrayıp somutlaştırma ihtiyacı duydular. Ama şehir rehberleri ile harita nesnesinin bir sınırına ulaşmış oluyoruz: Haritadan ziyade, ölçeği çok ayrıntılı olan (1:10 000° altı) bir plandan bahsediyoruz artık. Yerel ölçekteki kırsal haritalar ise son derece şüphe uyandırıcı belgelerdir. Elimde bu tür harita ile beraber Türkiye’nin kırsal alanlarında gezdiğimde –nerede olursa olsun!– kaçınılmaz olarak, yerli halk tarafından potansiyel bir defineci olarak kodlanıp algılanıyorum.7 Keza, bilim veya hatırlatma amaçlı, her türlü ayrıntılı “yerel bilgi”yi içeren harita, defineciler için bir yönlendirme kaynağıdır.8

Belediye tarafından bir heyete hazırlatılan Konya Şehir Rehberi’nden (İstanbul: Ahmed ve İhsan ve Şürekası Matbaacılık Osmanlı Şirketi, 1339 [=1923]): “Konya Şehrinin Umumi haritası” Kaynak: Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi, Erzurum / Seyfettin Özege Koleksiyonu / OZEGE_0115583

Cumhuriyetçi Pirî Reis Haritası Kültünden Osmanlı Tutkusuna

DÜNYA HARİTASI
Millî tahayyüllerin ortasında, bütün cumhuriyet tarihi boyunca ulusal fetiş ve gurur kaynağı haline getirilen bir harita var: Pirî Reis’in 1513 tarihli Dünya Haritası.
Kaynak: Wikipedia

1937’de Cenevre Coğrafya Cemiyeti’nde verilen bir “tanıtma konferansı” ile başlayan bu sürecin ana aktörlerinden biri, Ayşe Afet İnan’dır. 1974’te çıkan Pirî Reis’in Hayatı ve Eserleri kitabında anlattığı gibi, tahakkuk dönemi itibariyle, Amerika kıtasını ayrıntılı bir şekilde gösteren bu olağanüstü harita, aydınlanmacı cumhuriyetin “yeniden” keşfettiği bir eserdir: “Pirî XVI. yüzyılın tarihine gömüldü. Fakat biz onu bugün9 eserleriyle tanıyor ve yaşatıyoruz.” İlk başlarda “çağdaş medeniyete” temel katkısı ve “Türk bilimi şaheseri” olarak nitelendirilen harita, 2000’den sonra, “Osmanlı” ya da “İslam bilimi şaheseri” ilan edilecektir. Dönemin egemen ruhuna göre değişen yaftalama sözcükleri ne olursa olsun, burada mühim olan, bir haritanın millî iftiharın kalıcı/tükenmez menşeinin olarak görülmesidir. Benzer biçimde, hayranlık uyandıran, kahraman millî haritacıların ve sürekli yeniden yorumlanan ve kodlanan fetiş-haritaların kervanına, zaman zaman, yayın, sergi yoluyla, başka eserler eklenir: 1732 tarihli Kâtip Çelebi’nin Cihannuma haritaları, XVIII. sonlarındaki Raif Mahmud Efendi’nin İcâlet-ül Coğrafiye ve Cedid Atlası haritaları, bazı kaynaklar tarafından “ilk Türk haritaları olarak” nitelendirilen Kâşgarlı Mahmud’un XI. yüzyıldaki Divânî Lûgât-it Türk haritaları, İbrahim Mürsel’in 1456 tarihli Akdeniz haritası…..

Pirî Reis’in Cumhuriyet Kronolojisi

1929: Prof. Dr. Adolf Deismann, Halil Ethem Eldem ile beraber Topkapı’da Pirî Reis’in 1513 tarihli Dünya Haritası’nı keşfediyorlar.
1931: Kartografi tarihi uzmanı Prof. Dr. Kahle, haritanın varlığını dünyaya duyuruyor.
1935: Pirî Reis’in 1513 Dünya Haritası’nın, Atatürk’ün talimatı üzerine, Türk Tarih Kurumu tarafından prestijli bir baskısı yayımlanıyor (Yusuf Akçura’dan bir ön yazı ile).
1937: Ayşe Afet İnan, “Bir Türk Amirali XVI. Asrın büyük coğrafı: Piri Reis.” Belleten, Cilt 1, Sayı 2, 317-348.
1954 (Pirî Reis’in ölümünün 400. yıldönümü için): Afet İnan: The Oldest Map of America Drawn by Piri Reis.
1974: Prof. Dr. Afet İnan: Pirî Reis’in Hayatı ve Eserleri. Amerika’nın En Eski Haritaları. Ankara: T.T.K. Basımevi.
1999: Osmanlı Devleti’nin 700. kuruluş yıldönümü nedeniyle Pirî Reis’in 1513 Dünya Haritası, Türk Tarih Kurumu tarafından tekrar yayımlanıyor (yine Yusuf Akçura’dan bir ön yazı ile).
2005: “Büyük Pirî Reis Sempozyumu” düzenleniyor.
2008: “İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi” açılıyor (İstanbul).
2008: İstanbul Pirî Reis Üniversitesi açılıyor.
2013: UNESCO 2013 yılını “Pirî Reis Yılı” ilan ediyor; 500 yıldönümü için, Pirî Reis’in 1513 Dünya Haritası sergisi (Mimar Sinan Tophane-i Amire) düzenleniyor.
2013: Fuat Sezgin, Piri Reis & The Pre-Columbian Discovery of the American Continent By Muslim Seafarers, Boyut Yayın Grubu.

Afet İnan’ın Piri Reis hakkında Cenevre Coğrafya Cemiyeti’nde Piri Reis üzerine verdiği konferans haberi, 1937. Kaynak: Akşam no. 6553 (14.01.1937), s. 2.

Araba, Bilgisayar, Cep Telefonu ve Haritanın Sanallaşması

2000’ların ortasından itibaren, haritanın seyri ve kaderi birden ve kökten bir şekilde değişti. Demin değindiğimiz “sivilleşme” ve “sıradanlaşma” sürecinin ikinci etabını oluşturan, haritanın sanallaşmasıdır. Haritanın sosyal seyri, toplumda yıldızı yükselen başka üç nesnenin kaderi ile birleşmeye başlıyor: Cep telefonu, bilgisayar ve araba. Ve artık sanal harita, günlük hayatta her türlü basılı harita türünün ezici bir biçimde yerini alıyor. 2005 senesi, bu açıdan, son derece belirleyici bir sene: Hem Türkiye’de navigasyon sisteminin arabalarda kullanılmaya başlandığı hem de cep telefonlarında “Google Harita” uygulamasının zuhur ettiği yıl. “Modern” arabanın iç donanımının kaçınılmaz bir cihazı olarak genel kabul görmüş navigasyon cihazı, yönlendirici; ama, korumacı kadın sesi ile her sürücüyü bir nevi çocuklaştırıyor ve belleksizleştiriyor. Fakat, sabit navigasyon sistemi piyasasının gelişimi, cep telefonundaki ufak özel navigasyon uygulamaları tarafından engellendi. Piyasanın gereği, nesneler, bazen karşı karşıya geliyor ve aynı anda hayatımızda yer alamıyor.

Sokaklarda yürürken bile güzergâhımızın belirlenmesi ve hareketliliğimizin adım adım gerçekleştirilmesi hep değişken bu sanal haritalara endekslenmiş durumda. Böylece, bizi mütemadiyen takip eden Google, Beidou, Yandex gibi uygulamaların ulusötesi büyük sahipleri, özel hayatlarımız hakkında değerli verileri durmadan biriktiriyor. Buna ilişkin de, yeni bir kaza tipi, kara yolları kayıtlarına girmiş bulunuyor: ”Navigasyon kaynaklı kazalar.”10

Haritanın, matematiği, geometrisi, üretim süreci silindi ve harita, sıradan, otomatikman oluşup hızla yok olan, geçici bir görüntü haline geldi. Bağımlı, edilgen tüketici için sorgulanmayan, ikinci bir doğal hüviyete bürünmüş oldu. “Konum at” çağına girdik: Gündelik hayatta bolca konumuzu paylaşıyoruz ya da başkalarının konumunu görüntülüyoruz; ama, bunun bir bedeli var: Zihinsel haritalarımız giderek çölleşiyor. Günlük hayatımızda, en basit güzergâhlarımız algoritmalar tarafından belirleniyor. Artık keyif rotamızın çizilmesini bile, Stavra veya Komoot gibi muhtelif uygulamalara bırakıyoruz.

Bundan sonraki nesiller için, “harita” deyince ilk akıllara gelen, ekranlarda görünen, arayüzlü, devingen kırmızı ve mavi noktalı sanal haritalardır. Aynı zamanda, haritanın sanallaşma eğilimi ile beraber, (kentsel/kırsal) alan yönetimi tamamen ekranlara kaymış oluyor. Artık mekâna yeni müdahale ve mekân üzerindeki kontrol teknikleri, yazılım ve bileşim evreninde örülüyor. Bilgisayar destekli kartografi ile coğrafi bilgi sistemlerinin (CBS/GIS) kesiştiği noktada, birkaç sene içerisinde yerel yönetimlerin olmazsa olmazı hâline gelen “akıllı kent” hedefi yer alıyor. Bilgisayar destekli haritalar, kâğıt üstündeki haritaları ilelebet tozlu dolaplara ya da tarihin çöplüğüne terk ediyor.

Bir Seçkin Koleksiyon Nesnesi Olarak Harita

Böylece, ayrı bir kutsama çağı açılmış oldu: 2000’lerden itibaren, harita koleksiyonerleri çok daha görünür hale geldi.11 İstanbul’da 25 Şubat-22 Nisan 2000 arasında düzenlemiş Yeryüzü Suretleri (F. Muhtar Katırcıoğlu Harita Koleksiyonu) adlı görkemli sergi, belki, bu olgunun en kayda değer işaretlerinden biridir. Burada, başka bir “nesne fetişleştirilmesi” söz konusudur. Eski olsun, renkli olsun ve son derece seyrek zannedilsin şartıyla, harita bir statü göstergesine dönüşmüştür. İş adamları, artık nadir haritalarının önünde poz vermeye başladı. Kimi zaman, gerekli bilimsel bağlamı önemsemeden ve yayıma hazırlama (editing) açısından asgari tedbirleri almadan som bir blok halinde takdim edilmiş harita koleksiyonlarını kitaplaştırmaya giriştiler. Aşırı estetize edilmiş ve tarihi, sosyal, siyasi, teknik açılardan ve üretim süreci bağlamından tecrit edilmiş “biricik” nadir harita, kendinden menkul bir anlama bürünmüş oluyor.

Buna paralel olarak harita, bir meta olarak değerlenip mezat/müzayedelerin ayrıştırıcı ritüellerinde yükselen bir ürün türü hâline geldi. Sırf kopyalardan oluşan, oldukça pahalı “coffee-table” kitapları çoğaldı. Herkes bu oldukça görkemli nesneden istediğini alıyor: Kimi Avrupalı, kimi Rus, kimi Uzak Doğulu, kimi Osmanlı, kimi Çinli göndermeler tercih eder; kimi Ankara veya İstanbul’un erken cumhuriyet yıllarındaki nostaljik haritalara odaklanır. Zevk, dönem ve konum meselesi yani.

F. Muhtar Katırcıoğlu’nun koleksiyonunu üzerinde düzenlenen sergisi hakkında: “Yeryüzü Suretleri…”, 12.03.2000. Kaynak: Marmara Üniversitesi [=Kapatılan Şehir Üniversitesi’nden Devir], Taha Toros Arşivi []

EKLER

Meraklısı İçin Ek Kaynaklar

Anderson, B. (2014). Hayali Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması. İ. Savaşır (Çev.). İstanbul: Metis.

Aygün, A. (1980) Türk Haritacılık Tarihi, 2 Cilt. Ankara: Harita Genel Müdürlüğü.

Balakrishnam, G. (1996). Mapping the Nation. Londra: Verso.

Bali, R. (2021), Türkiye’de Antikacılar, Koleksiyonerler ve Müzayezdeler (1855-1980). İstanbul: Libra.

Copeaux, E. (1998). Bir Haritanın Tarihi 1. Defter, 32, 82-89.

Copeaux, E. (1998). Bir Haritanın Tarihi 2. Defter, 33. 115-122.

Soucek, S. Cartography of Pirî Reis. Secrets of Maps. İstanbul: Boyut.

Özükan, B. (2008). Cihannüma: 360 Yıllık Bir Öykü.İstanbul: Boyut.

Özükan, B. (2020). Tarihte İstanbul Haritaları. İstanbul: Boyut.

Özükan, B. (2020). Tarihte Türkiye Haritaları. İstanbul: Boyut.
T.C. Genel Kurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetler Komutanlığı (2001). Türk Deniz Müzesi Harita Kataloğu, Kültür Yayınları Tarih Dizisi No. 33, Ankara.

Uluğtekin, N.N. (2021). Cumhurı̇yet Dönemı̇ Basınında (1928-2000) Harı̇ta İçerı̇klerı̇nı̇n Kartografı̇k Yönden Araştırılması, Arşı̇vlenmesı̇, Sınıflandırılması. İstanbul Teknik Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü,.

Linkler ve Etiketler

Harita Genel Müdürlüğü resmi sitesi: https://www.harita.gov.tr/harita-genel-mudurlugu/sayfa/1

Pinto, K. (2012). Searchin’ his eyes, lookin’ for traces: Piri Reis’ World Map of & Its Islamic Iconographic Connections (A Reading Through Bağdat and Proust). OsmanlıAraştırmaları/The Journal Of Ottoman Studies, 39-40, 63-94..

Pirî Reis ile ilgili, Türk Tarih Kurumu kaynakları için: https://kutuphane.ttk.gov.tr/search?query=Piri%20Reis,%201470-1554.&field=subject_added&isOriginal=false

Türk iş dünyasının ilk 50 koleksiyoneri: https://www.ensonhaber.com/galeri/turk-is-dunyasinin-ilk-50-koleksiyoneri

KAYNAKÇA

Biggs, M. (1999). Putting the State on the Map: Cartography, Territory and European State Formation. Comparative Studies in Society and History, 41( 2), 374-411.

Candemir, B. (2021, Aralık 24). Dr. Bekir Cantemir: Harita ile ideoloji inşa etmek mümkün. https://www.gzt.com/cins/dr-bekir-cantemir-harita-ile-ideoloji-insa-etmek-mumkun-3487193

Copeaux, É. (2012). Haritatür: Türk karikatüründe coğrafi harita. , Bir allame-i cihan: Stefanos Yerasimos (1942-2005). İstanbul: Institut français d’études anatoliennes. http://books.openedition.org/ifeagd/1927

Dündar, F. (2010). Crime of Numbers: The Role of Statistics in the Armenian Question (1878–1918). New Brunswick & Londra: Transaction Publishers.

Durgun, S. (2018).  Memalik-i Şahane’den Vatan’a. İstanbul: İletişim.

Kaya, Z.N. (2020). Mapping Kurdistan, Territory, Self-Determination and Nationalism. Cambridge: Cambridge University Press.

Lacoste, Y. (1998). Coğrafya Savaşmak İçindir. A. Arayıcı (Çev.). İstanbul: Özne.

MSB, Harita Genel Müdürlüğü (1970, Mayıs 2). Türk Haritacılığında 75 Yıl. Ankara.

O’Shea, M.T. (2004). Trapped Between the Map and Reality: Geography and Perceptions of Kurdistan. Londra: Routledge.

Öğür, B. (2014). Kürdistan Haritalarındaki Jeopolitik Söylem. Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, Turkish Journal of Middle Eastern Studies, 1(2,), 115-146.

Tanrıkulu, M. (2014, Ağustos),Harita ve Propaganda. Türk Yurdu Dergisi, Yıl:103, Sayı: 324.

Türe, F. (2016). A Journey Through Maps From The Ottoman World to the Republic of Turkey Between the 15th and the 20th Centuries: The Cartographic Collection of Erhan Öner in Four Volumes. İstanbul: Eren.

Kapak görseli: Keban Belediyesi’nin 2000 yılında Kıjkıjık Dağı’na yaptırdığı kaya haritasının yenilenmesi çalışmaları sırasında, 2016. Kaynak: “Türkiye’nin en büyük kayaharitası boyandı” Hürriyet [Çevrimiçi Edisyon] (16.10.2016) []

DİPNOTLAR
  1. Mesela, 15 Temmuz 2016 kalkışmasından sonra, tehdit edilmiş devletin “meşru hâkimiyetini” yeniden alenen ilan etmek üzere, kitlesel bir ulusal haritaya dönüş meydana geldi. https://www.hurriyet.com.tr/galeri-turkiyenin-en-buyuk-kaya-haritasi-boyandi-40250557/1
  2. Yüz seneden beri bu haritanın her tezahürü belli çevrelerde (anaakım medya, sistem partileri, “duyarlı” milliyetçi dernekler veya benzer oluşumlar) bir tepkiye neden oluyor. Birkaç örnek için: https://www.star.com.tr/dunya/cnnden-skandal-kurdistan-haritasi-haber-949000/
  3. Bkz. https://www.harita.gov.tr/urunler/plastik-kabartma-haritalar/5
  4. “Ancak, kamu kurum ve kuruluşlarının kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilmiş harita yapma görevlerine istinaden ürettikleri veya ürettirdikleri haritalar için Harita Genel Müdürlüğünden uygunluk onayı alınmaz. Bu haritalarda, ülke menfaatlerine uygun olmayan ve uluslararası alanda istismar edilebilecek nitelikteki hususların yer almaması, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun sorumluluğundadır.” (Harita Genel Müdürlüğü ile ilgili bazı düzenlemeler hakkında kanunun 3 no’lu Ek Maddesi- Ek: 5/2/2009-5837/17 md.)
  5. İki sene sonra (1996’da), Leman, Git adı altında, ruh açısından Atlas’a benzeyen kendi “gezi” dergisini çıkarttı; ama, yeni harita üretimi konusunda aynı çabalarda bulunmadı.
  6. İstanbul Kâğıthane’ye bağlı Gültepe Mahallesi’nde, bayram günlerinde poster şeklinde duvara asılacak hem bayrak hem harita satan, uzmanlaşmış Romanlar bulunur. “Bayrakçı” olarak tanınan bu Romanlar aynı zamanda “haritacı”dır.
  7. 2022 Temmuz başında, Çanakkale’nin bir köyünde, elimde 1/25000’lik eski bir harita ile gezerek, yardımlarını açık açık teklif eden yerel definecileri üzerime çektim. Bu işlerle ilgilenmediğimi açıklamama rağmen pek ikna olmadılar.
  8. Hrant Dink Vakfı girişiminde tasarlanan ve kamuoyuna sunulan “Türkiye Kültür Varlıkları” haritası mesela, define aramak için kullanılıyor! Bkz. https://www.gazeteduvar.com.tr/define-avcilarina-hrant-dinkin-define-tarifiyle-cagri-yer-ustundeki-ermeni-definesinin-ne-kadar-farkindalar-haber-1515935
  9. Vurgu, yazara ait.
  10. “Ümraniye’de ‘navigasyon’ kazası: Merdivenli sokağa giren araç takla attı”, 29.09.2021; URL: https://www.ntv.com.tr/turkiye/umraniyede-navigasyon-kazasi-merdivenli-sokaga-giren-arac-takla-atti,P6U7R_P0cEmOzWzPqRuKiQ
  11. “(…) ilk haritasını 1985 yılında çalışma odasında dekoratif bir unsur katmak için satın almış…”, in: “Erhan Öner Nadir Harita koleksiyonu 4 ciltlik kitap oldu”, T Bülten 36, Tekfen Grup S.B., Ekim-Aralık 2016, s. 30.

İLGİLİ NESNELER