BEYAZ TÜLBENT
FERDA FAHRİOĞLU

İÇERİK

Tanım

Tülbent… Türk Dil Kurumu’na göre “ince ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez.” Beyaz tülbent… Türkiye’de pek çok yerde karşınıza çıkar: Karadeniz’de, Ege’de, İç Anadolu’da, özellikle de köylerde… Bağlama şekli, işlenen oyası yöreden yöreye farklılık gösterir. Çember adıyla da bilinir ve Çemberimde Gül Oya türküsüne de konu olan örtüdür. Renkli olanları, yazma olarak isimlendirilir. Bu yazıda ise Türkiye’de, Kürt coğrafyasında kullanılan beyaz tülbent anlatılacaktır.

Beyaz tülbent… Kürt kadınının kederini ve kaderini örten örtü. İnce beyaz kumaştan, kadınların bazen siyah, bazen kınalı turuncu, bazen de gri-beyaz saçlarını örterken, saçlarının rengini gizlemeyen örtü. Beyazı ile saflığı ve temizliği temsil ederken; aynı anda kadının medeni halini de gösterir. Kadının evli olduğunu anlatır herkese. Oyasız ise dul kaldığını. Kadının onu başından yere atması, Kürt kültüründe ateşkes çağrısının, yani barışın çağrısının sembolü. “Barış Anneleri” ile sadece sıradan Kürt kadınının baş örtüsü olmayı aşar ve politik bir anlama bürünerek barış aktivizminin sembolüne dönüşür. Kendi tüy gibi hafif; ama, anlamı ve etkisi kaya gibi ağır. Bu yüzden miting alanlarına bile sokulmak istenmez. Eylem alanlarına “yasak” denilerek sokulmadığı için polis barikatlarına asılır; üzerinde farklı dillerde barış mesajları ile meclise gönderilir. Kadının ev içi görünmez emeğinin de sembolüdür beyaz tülbent. Yeni doğan bebeklerin gözlerine, alınlarına, başlarına bağlanır. Peynir ve yoğurt süzmek için kullanılır. Kürt kadınının kamusal ve özel hayatının pek çok alanında kendine yer bulur. Yas evlerinde, Kürtçe ağıt yakan geleneksel Kürt kadınının kederini ve kaderini sarıp sarmalar pamuk misali. Diyarbakır ve çevresinde “melhef” denir, Bitlis’te “leçek/laçik.”

Barışın Simgesi

Tıpkı beyaz bayrağın ateşkesi simgelemesi gibi beyaz tülbent de Kürt toplumunda geleneksel olarak ateşkes çağrısının sembolüne dönüşmüştür. Çatışmalarda/kavgalarda kadınlar, beyaz tülbentlerini yere attıklarında kavganın/çatışmanın durması için ateşkes çağrısı yapmış olurlar. Beyaz tülbentin bu geleneksel rolü, özellikle kırsal kesimlerdeki sözlü tarih anlatılarında sıkça dile getirilir.

Çatışmanın ve kavganın temel aktörleri olan erkekler arasındaki anlaşmazlıklar, kanın akmasına neden olacak noktaya geldiğinde ya da silahlar çekildiğinde, cesur bir Kürt kadınının/anasının aralarına girip beyaz tülbentini yere atması barış çağrısı olarak algılanır. Namusun kadın kimliği üzerinden sembolleştirildiği bu coğrafyada beyaz tülbentin yere atılması, namusun yere düştüğünü gösterdiği için mi kavgaya son verilir bilinmez; ama, her halükârda ağır gelir onu yerde görmek ve ateşkes çağrısına kulak verilir(miş). Diyarbakır’da ve Bitlis’te görüşülen kadınlar beyaz tülbentin ateşkes çağrısına aracılık ettiğine dair hikâyeler duyduklarını anlatmalarına rağmen, birebir bu görevde özne olan ya da şahitlik ettiğini söyleyen olmamıştır. Bu geleneğin çıkış noktası nedir bilinmez; ama, beyaz tülbentin 100 yıllık tarihte bize anlattığı onun barış yerine nasıl savaşın simgesine dönüştürüldüğü, acı ve kederi nasıl temsil ettiğidir.

Kürt kadın tarihin bıraktığı kadim miras ‘Beyaz tülbent’ isimli videoda, beyaz tülbent takan kadınlara onlar için beyaz tülbentin ne anlam ifade ettiği sorulmuştur. Kadınlar “çarik” olarak isimlendirdikleri beyaz tülbenti güzel olmasının yanı sıra evli kadınların örtüsü, geleneksel ve kültürel mirasları ve Kürt kimliklerinin sembolü olduğu için taktıklarını söylemişlerdir. Kadınların verdiği cevaplardan bazıları şöyledir:1

-Sadece uyuyunca başımdan çıkarıyorum.

– Başımızdan çıkarınca aslımızı unutmuş oluyoruz… Kızlar bekarken yazma takıyor, evlenince beyaz tülbent takıyor…. Beyaz tülbentimiz başımızda olduğunda herkes biliyor ki biz Kürdüz.

– Çarika me jîyana me ye. Çarika me hebuna me ye. Çarika me çarika serê dayikaye.2

– Biz beyaz tülbent ile tanınıyoruz. Burdan Kıbrıs’a gittik. Başımızda vardı, bir genç geldi dedi ki “Anneler siz Kürt müsünüz? ” “Evet, Kürdüz dedik.” Bununla tanınıyoruz. Kürtlüğün sembolü. Türkler takmıyor.

Annemin Şarkısı isimli 2014 yapımı filmde, öğretmen oğlu, doksanlarda “beyaz Toros” ile kaçırılıp o günden beri kayıp olan annenin, İstanbul’dan köyüne dönme özlemi anlatılır. Dört duvar arasında sıkışma halini yaşayan kadın, fistan, yelek ve beyaz tülbenti ile geleneksel kıyafetini metropole göç etmesinin üzerinden on yıllar geçse de değiştirmemiştir. Doksanlarda zorla yerinden edilmelerde metropollere göç etmek zorunda kalan ailelerde, özellikle kadınların beyaz tülbentlerinden vazgeçmemeleri, tıpkı dillerine sahip çıkmaları gibi onlar için kimliklerine sahip çıkmanın sembolü ve anlamı olarak algılanıyor.

Barış Anneleri: Barış Talebinin Simgesine Dönüşme

Kürt toplumunda özellikle geleneksel kadınları temsil eden önemli bir nesne olan beyaz tülbentin, 100 yıllık tarihte en fazla görünürlüğü “Barış Anneleri” ile olmuştur. Barış Anneleri ile görünür olmasının nedeni, barış çağrısı yapan kadınların başlarındaki geleneksel örtünün Kürt toplumunda barışın/ateşkesin de simgesi olmasıdır. 1996 yılında çocuklarını yitirmiş gerilla anneleri, geleneksel Kürt kadınları, barış için kitlesel eylemlerde bulunmaya başladılar. Başlarında beyaz tülbentleri ile Ankara’ya yürüdüler, Meclis’te oturdular, ağladılar, seslendiler, ağıtlar yaktılar. Barış çağrısı için mücadeleden vazgeçmeden eylemlerine devam etmeleri, silahsız olmaları, anne oldukları için tek temennilerinin çocuklarına kavuşabilmek olması görünürlüklerini artırdı. Aralarına katılan her yeni kadını/anneyi sarıp sarmaladılar; acısına alışsın diye. Siz hiç Barış Anneleri’nin sohbetlerine kulak verdiniz mi? Bu konuşmalarda acı vardır; Kürtlere yaşatılanların acısı; özlem vardır, çocuklarına duydukları derin özlem; dayanışma vardır, haklılıklarından gelen dayanışma/dayanma gücü; cesaret vardır, polisle, hakimle, savcıyla karşı karşıya kaldıklarındaki cesaret. “Çocuklarımızın hatırına son nefesimize kadar barış diyeceğiz,” “Evde oturduğumda çocuğumun anısına ihanet ettiğimi düşünüyorum, bu yüzden her barış eyleminde yer alıyorum”, “Son nefesimizde önce şahadet getirip sonra barış barış diyerek can vereceğiz,” diyen Barış Anneleri, başlarındaki beyaz tülbentleri ile acılarına, çocuklarına, ülkelerine sahip çıkmak için mücadele etmeye devam ediyorlar.3

Barış Anneleri ile beyaz tülbentin görünürlüğü AKP döneminde de farklı şekillerde arttı. Beyaz tülbent, eylemlerin simgesel nesnesine dönüşmeye başladı. 29 Temmuz 2009 tarihinde Siirt’te Barış Anneleri ve DTP’lilerden oluşan bir grup, Kürt meselesi için çözüm taleplerini içeren bir mektup ile bir beyaz tülbenti Başbakan Erdoğan’a göndererek onun sorunu çözeceğine inandıklarını açıkladılar. Yine 22 Ağustos 2011 tarihinde PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarına yönelik harekâtın durdurulması için “canlı kalkan” olmak için Hakkari ve Van’dan yola çıkan Barış Anneleri İnisiyatifi, Çukurca’da sekiz asker ile bir korucunun öldüğü yere beyaz tülbent bıraktılar. Anneler, “Biz Kürt anneleri olarak bombaların patladığı yerdeyiz. Keşke askerlerin yerine bizim cesetlerimiz burada olsaydı. Sayın Başbakanıma sesleniyorum; annelerin gözyaşlarını dindir. Gel bu kanı durdur. Hem bu saldırıyı hem de TSK’nın Kuzey Irak’taki kamplara yaptığı hava harekâtını kınıyoruz” şeklinde açıklama yaparak yeniden ateşkes çağrısında bulundular.

Beyaz tülbent bırakma eylemleri ve beyaz tülbentin barış talebinin simgesine dönüşmesine dair vakalar artmakta ve bu durum beyaz tülbentin simgesel anlamını güçlendirmektedir. Kürt kadın tarihin bıraktığı kadim miras ‘Beyaz tülbent’ isimli videoda iki Barış Annesi, beyaz tülbente dair görüşlerini şu şekilde anlatıyorlar:

Barışın sembolü. Kürtlerin sembolü. Köylerde kavga çıktığında bir kadın gidip beyaz tülbentini yere attığında barış olurdu. Eskiden bugüne kadar Kürtler için barış sembolü. Bu sembolü kaybeden dilini de unutur. Kültürünü de unutur. Şerefimizdir, gururumuzdur.

Babalarımızın dedelerimizden beri sembolümüzdür. Beyaz tülbente sanki düşmanları gibi davranıyorlar. O kadar beyaz tülbentten rahatsız oluyorlar. Beyaz barıştır. Evimizi bastılar. Bizi gözaltına aldılar. Başımdan beyaz tülbenti aldılar. Dedim “Allah için niye başımdan alıyorsunuz, geri verin.” Vermediler. “Başka örtü verin, saçlarım açık, ayıp” dedim. Ne dediysem de vermediler. Sekiz gün boyunca beyaz tülbentsiz kaldım. Siyah ceketimi aldım başımı örttüm. 11 çocuğu olan bir anneyi aldılar (kendisinden bahsediyor). Evde hiçbir şey bulamadılar. Ama 8 gün beni tuttular. Dünyada böyle bir şey var mı? Madem beyaz tülbentten rahatsızlar, barışın simgesinden rahatsızlar, herkesin inadına başına takması gerekirdi. Bugün beyaz tülbentine sahip çıkmayan hiçbir şeyine sahip çıkamaz. Memleketine sahip çıkamaz, çocuklarına sahip çıkamaz, babasına, aslına hiçbir şeyine sahip çıkamaz.

Dayikên Aştiyê (Barış Anneleri/Peace Mothers) isimli belgeselde, Barış Anneleri ile yapılan röportajlar yer almaktadır. Belgesel, beyaz tülbentli Barış Anneleri’nin gözaltına alınma görüntüleri ile başlar. Beyaz tülbenti barış ve mücadele ile özdeşleştiren kadınların, barışa dair bazı aktarımları ise şöyledir:4

– Hiçbir annenin kalbi yanmasın. Onlar bize ne yaparsa biz barış diyoruz. Evimizi basıyorlar, barış diyoruz. Gözaltına alıyorlar barış diyoruz.

– Barış Anneleri bu halleriyle, bu yaşları ile, bu yaşlılıklarıyla, bu hastalıklarıyla evlerinin çocuklarının üzerinde tutup onları terk edip gelip bu derneği açmışlar. Sadece bir an önce barış olsun diye mücadele ediyorlar. Ben de onlara takıldım… Bir gün evde oturmuyoruz. Sadece bu mesele için değil; aile içi çatışma olduğunda da, öldürme olduğunda da barış olsun diye mücadele ediyoruz.

– Bizim çocuklarımız öldü, arkadaşlarımızınki ölmesin diyoruz.

– Kuzum dağa çıktığında, demiş annem barış annelerine katılsın. Ben de onlara katıldım. Onlara katılınca sanki başka bir dünyaya gitmiş oldum. Oradaki bütün anneler, dert ve kederin anneleridir. Dünyadan uzaktı sohbetlerimiz. Hikâye anlatır gibi çocuklarımızı anlatıyorduk birbirimize… Barış için ne yapabiliriz diyorduk.

– Kadınların gözyaşları aynıdır. Bütün kadınların gözyaşları tektir.

Barışa Bir Tülbent de Sen Bağla

2012 yılında “Barışa Bir Tülbent de Sen Bağla” projesi kapsamında yapılan etkinlik ve eylemler, beyaz tülbentin görünürlüğünü ve politik anlamını güçlendirmiştir. Bu proje kapsamında sadece Türkiye’den değil; pek çok farklı ülkeden aktivist, barış taleplerini farklı dillerde beyaz tülbentin üzerine yazmış, bunlara dair fotoğraf ve videolar paylaşmıştır. Bu beyaz tülbentler birleştirilerek TBMM önünde sergilenmiştir.

Barışa bir tülbent de sen bağla. Kaynak: Facebook, @barisabirtlbnt []
Barışa bir tülbent de sen bağla. Kaynak: Facebook, @barisabirtlbnt []

Proje kapsamında bir Youtube kanalında barış taleplerinin yazılı olduğu beyaz tülbentlerden oluşan videolar paylaşılmıştır. Ayrıca 12 Eylül 2015 tarihinde mesajların yazıldığı beyaz tülbentler birleştirilerek TBMM önünde “barış yolu” oluşturulmuştur. Bazı tülbentlere de Türkçe ve Kürtçe barış mesajları yazılmış ve eylem sırasında, “kadınlar barışta ısrarcı”, “kadınlar savaş istemiyor” sloganları atılmıştır.

Barışa bir tülbent de sen bağla Kaynak: “TBMM önünde beyaz tülbentlerle ‘Barış Yolu’ oluşturdular” Cumhuriyet [Çevrimiçi
Edisyon] (12.09.2015) [] / © Cihan Haber Ajansı

Beyaz tülbentin eylemlerde görünürlüğü giderek artmıştır. Bir örnek de, 1 Eylül 2015 tarihinde yaşanmıştır. Dünya Barış Günü’ne denk gelen tarihte Mardin Barış Bloku’nun, “Barış Anneleri Meclisi”nin barış taleplerini belirtmek için Mardin Valiliği’ne beyaz tülbent bırakma protestosuna polis izin vermemiş ve polis ile kadınlar arasında yaşanan tartışmada karşılıklı tülbent atılmıştır. Bazı kadınların beyaz tülbent atmasına sinirlenen bir polis, beyaz tülbenti kadınlara geri fırlatmıştır. Yetkililerin yürüyüşe izin vermemesi üzerine Barış Anneleri, barış taleplerini belirtmek için barışı temsil eden başlarındaki beyaz tülbentleri yere atarak geleneksel barış talep etme yöntemini kullanmışlardır. Beyaz tülbentin eylemlerdeki sembolik anlamının güçlenmesi ve bir mücadele nesnesine dönüşmesi, baskı ile karşılanmasına neden olmuştur.

Kana Bulanan Beyaz Tülbent: Taybet İnan

18 Aralık 2015 tarihinde Kürt coğrafyasında sivil ölümlere bir yenisi daha eklendi: 11 çocuk anası, 50 yaşında bir kadın sokak ortasına düştü. Başından beyaz tülbenti kayarken bedeni kan kaybetmeye başlamıştı; ülkesinin hakkı, hukuku, adaleti ve özgürlüğü kaybettiği gibi. Yedi gün boyunca Taybet İnan’nın bedeni sokak taşlarının üzerinde kaldı; ailesi dokunamadı ona, başından düşen kana bulanmış beyaz tülbentini başına saramadı. Barış talebinin simgesi, Kürt kadınların bütün renklerini içinde barındıran beyaz tülbent kana bulandı. Artık beyaz tülbent sadece Barış Anneleri’nin barış talebinin değil; Taybet İnan’ın kanlı tülbenti ile savaşın ve Kürt kadınlarının yaşadıkları yaşam hakkı ihlallerinin de simgesine dönüşmeye başladı.

Taybet İnan’ın cansız bedeni. Kaynak: “Emniyet Taybet İnan’ın ölümünü 6 gün sonra öğrenmiş!” Artıgerçek (22.11.2017 []

Beyaz Tülbent Meclise Girdi

İlk kez Barış Anneleri ile siyasal temsil aracına dönüşen beyaz tülbent, 2018 yılında Diyarbakır milletvekili seçilen Remziye Tosun’un Meclis’te, başında beyaz tülbent ile yemin etmesiyle siyasal görünürlüğünü arttırdı. 6 Temmuz’da Remziye Tosun, başında beyaz tülbenti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yemin ederken Kürt kadınının tarihinde önemli bir eşik aşılmış oldu. Barışın simgesi olan beyaz tülbent, savaşın, kanın ve şiddetin simgesine dönüştürülen beyaz tülbent; Remziye Tosun nezdinde Meclis’te geleneksel baş örtme nesnesi ile Kürt kadınlarının başarısının, gücünün, cesaretinin ve varlıklarının simgesine dönüştü. Remziye Tosun nezdinde Taybet Ana Meclis’e girdi, Barış Anneleri Meclis’e girdi.5 Sözlü tarihçiler olan Kürt kadınları Meclis’e girdi. Remziye Tosun ile annem Meclis’e girdi, bütün beyaz tülbentli Kürt kadınları Meclis’e girdi.

6 Temmuz 2018 tarihi, Kürt kadınları için tarihi bir an olarak hafızalara kaydedildi. Tosun seçim çalışması boyunca her yere beyaz tülbenti ile gitti ve başta Kürt kadınları olmak üzere halkın gönlünü bu şekilde kazandı. Nasıl Barzani’nin her yere peşmerge kıyafetleri ile gitmesi Kürt erkekleri açısından önemli bir simge ise, Tosun’un da başında beyaz tülbent ile seçim çalışmaları yürütmesi Diyarbakır kamuoyu tarafından ilgi ve beğeni ile takip edildi. Remziye Tosun, kocaman bir aile olarak tanımladığı Sur’u6 ve oradaki evini, dört çocuğu ile birlikte terk etmedi; ancak, üç ay sonra Sur’dan çıkmak zorunda kaldığında, o zaman bir buçuk yaşında olan kızı ile tutuklanıp 14 ay hapis yattı. Tosun’un cesur ve mücadeleci “ana ve kadın” kimliğinin dışında Kürt kadınlarının ona dair önemli bulduğu nokta, beyaz tülbentine Sur’a sahip çıktığı gibi sahip çıkması olmuştur.

TBMM’ye girebilen beyaz tülbent, kolluk kuvvetlerince pek çok eylem alanına “yasaklı” denilerek sokulmamasına rağmen; barış talebinin sembolü olmaya devam etmiştir. Aşağıda buna dair bazı örnekler paylaşılmıştır.

Remziye Tosun, TBMM’de beyaz tülbenti ile. Kaynak: “HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, Beyaz Tülbentle Yemin Etti!” Haber Yirmibir (08.07.2018) []

Eylemlerin Yasaklı Nesnesi: Yerden Polis Barikatlarına Beyaz Tülbent

Artan otoriterleşmeye paralel olarak beyaz tülbentin görünürlüğüne yönelik baskılar da artmaya başladı. 2019 yılında 1 Mayıs’ta Diyarbakır’da beyaz tülbent ile alana girilmesine izin verilmediği için kadınlar, polis bariyerlerine beyaz tülbentlerini asmışlardır. Kadınlara destek olmak için erkekler de boyunlarına beyaz tülbent takmıştır.

Başlarında beyaz tülbentleriyle kadınlar. Kaynak: Vecdi Erbay, “100 Beyaz Tülbent Eylem Olur”, Gazete Duvar (03.05.2019 []

16 Mayıs 2019 tarihinde ise, kadın örgütlerinden oluşan Kadınlar Birlikte Güçlü grubu tutuklu annelerinin eylemlerine destek olmak için Taksim Şişhane Meydanı’nda “Beyaz tülbent, yaşam için ses ver,” diyerek buluştular. Beyaz tülbentli kadınlar, akrabaları olan tutukluların yaşam hakkını savunmak için cezaevi önlerinde nöbet tutmaya başladı. Ancak yine polis engeli ile karşılaştı. HDP milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve tüm cezaevlerine yayılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi ve ölüm orucuna katılan çocuklarının durumuna dikkat çekmek isteyen anneler hakkında iddianame hazırlandı. 28 Temmuz 2019 tarihinde hazırlanan iddianamede, annelerin beyaz tülbentleri başlarına, kamuoyuna “sempatik, dramatik ve demagojik” görünmek için taktıkları ifade edilmiştir. Böylece barış talebinin simgesi beyaz tülbent, bir cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianame ile “sempatik, dramatik ve demagojik” görünmenin aracı şeklinde kayıtlara geçmiştir.

Yere beyaz tülbent atma eylemlerinden bir başkası da, 1 Eylül 2020’de Dünya Barış Günü’nde İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi tarafından Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda gerçekleştirilmiştir. “Bizler, evlatlarımız ve halklarımız adına barış mücadelesi yürüten anneler olarak savaş dışında bir seçeneğin, demokratik barış seçeneğinin mümkün olduğunu hatırlatmak istiyoruz,” şeklinde bir açıklama yapan kadınlar, yere beyaz tülbent atarak geleneksel barış çağrısı yöntemi ile taleplerini görünür kılmaya devam etmişlerdir. Beyaz tülbentli Barış Anneleri’nin eylemlerinde polis şiddeti ise giderek artmaktadır.

Kültürel Sembolizm

Beyaz tülbentin, Kürt kültüründeki sembolizmi sadece barış çağrısı ile sınırlı kalmamaktadır. Nesnenin bir diğer kullanım şekli, Kürt kadınlarının toplumsal konumlarını, diğer bir deyişle medeni hallerini tanımlama aracı olmasıdır. Bekâr kadınlar beyaz tülbent yerine renkli yazmalar ile saçlarını örterken; evli kadınlar oyalı, beyaz tülbent takmakta; dul kadınlar ise oyasız beyaz tülbent kullanmaktadır. Bu gelenek, bazı kırsal alanlarda hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Özellikle düğünlerde kız beğenme geleneğinin devam ettiği kırsal kesimlerde, evli kadınların beyaz tülbent takmaları, onları baş örtülü bekâr kızlardan ayırmaktadır. Diyarbakır’ın bir köyünde bu geleneğin hâlâ devam etmesinin nedeni olarak bir düğünde, başka bir köyden gelen misafirlerin evli bir kadını renkli yazma taktığı için bekâr sanıp istemeye gittikleri gösterilmiş, bu olaydan sonra evli kadınların renkli yazma takmalarına izin verilmediği aktarılmıştır.7 Eşi ölmüş, “dul” kadınların oyasız beyaz tülbent takmalarının altında ise erkeğin kaybı ile birlikte kadının cinsel kimliğinin ve onu çekici gösterebilecek süslemelerin (baş örtüsündeki oyalar gibi) kullanılmaması yönündeki fikrin yattığı düşünülmektedir. Günümüzde bu gelenek çok devam etmese de, dul kadınların evli kadınlar gibi kalın ve büyük oyalı beyaz tülbentler yerine bir iki sıra, gösterişten uzak oya modelli tülbentleri başlarına taktıkları görülmektedir.

Beyaz tülbentin kültürel sembolizmdeki diğer bir önemli özelliği ise, onun, moderne karşı gelenekseli temsil etmesidir. Özellikle kırsaldan kente göç eden veya zorla yerinden edilen genç Kürt kadınları, kamusal alanda beyaz tülbent yerine eşarp kullanmaya başlamış ve bu durum onları, modern şehir yaşamı ile uyumlu göstermiştir. Buna karşılık, daha yaşlı olan kadınların kamusal alanda beyaz tülbent takmaya devam ederek modernizme ve değişime direndikleri görülmektedir. Eşarba karşı beyaz tülbent takmaya devam eden kadınlar, modernizme karşı gelenekseli savunurken; aynı zamanda bununla övünmektedir. Beyaz tülbent, kadının görünmez, ev içi emeğini de simgelemektedir. Kadınlar başlarında kullandıkları beyaz tülbenti, ev içinde de kullanım şekli dönüşen bir nesne olarak kullanmaktadır. Hem peynir ve yoğurt yapımında hem de bebek bakımında beyaz tülbentin kullanıldığı görülmektedir. Sütten peynir yapmak isteyen kadınlar, ellerindeki beyaz tülbente mayası tutmuş peyniri boşaltıp onu bohça şeklinde bağlarlar. Bir sininin arka yüzüne konulan bu bohçanın üzerine başka bir sini konur ve onun üzerine de ağır bir taş ya da su dolu bir bidon. Böylece hem yavaş yavaş peynirdeki fazla su, beyaz tülbentin içinden akıp gider hem de bohça giderek yassılaşır ve dümdüz bir peynir, kalıp biçiminde elde edilmiş olur. Peynir yapımı dışında ekşimiş yoğurt da beyaz tülbent içine konularak asılır ve yoğurdun suyu süzülerek süzme yoğurt elde edilir. Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan kadınlar, peynir ve yoğurt yapım aşamasında beyaz tülbenti kullanarak bu nesneye farklı bir işlevsel alan açmış olurlar.

Beyaz tülbentin görünür olan diğer bir kullanım alanı ise, bakım emeğinin dönüşen bir nesnesi olarak bebeklerin başına, gözlerine ve alnına bağlanmasıdır. Eskiden yeni doğan bebeklerin gözleri kırkı çıkana kadar bağlanırdı. Böylece görme yetisi gelişmemiş bebeklerin gözleri korunurdu. Bazı kadınlar ise yeni doğan bebeklerin alınlarının, beyaz tülbentle bağlanırsa daha düz ve geniş olacağına inandıkları için bu yöntemi onu uygulardı. Bebek bakımında yaş hiyerarşisinin geçerli olduğu kadınlar arasında, özellikle kaynanaların uyguladığı yöntemleri genç kadınlar/gelinler de uygulamak durumunda kalmışlardır. Bu kullanım alanları çok yaygın olmasa bile bazı kırsal kesimlerde hâlâ devam etmektedir. Yeni doğanların bıngıldakları açık olduğundan üşümemeleri için başlarına takılan şapkanın altına ucu işlemeli beyaz tülbent takılarak, bebeğin narin başının, tülbente göre görece sert olan şapka ile temas etmesi önlenirmiş. Bebeklerin kafasına bağlanan beyaz tülbentin işlemeleri de, toplumsal cinsiyet kabullerine uyumlu şekilde, kız bebeklerde pembe; erkek bebeklerde ise mavi olacak şekilde işlenir.8

Zılgıtlar ve Ağıtların Gölgesinde Beyaz Tülbent

Ne kadar çok beyaz tülbentli kadın var çevremde diye düşünürüm bazen, kaderleri ve kederleri beyaz tülbentin altından görünen saçlarının koyuluğu gibi asla silinmeyen… Beyaz tülbent özellikle geleneksel Kürt kadınlarının hayatına sirayet etmiş durumda. Kürt coğrafyasında hiç yasa gittiniz mi? 50-100 kadar beyaz tülbentli kadının ağıtları yüreğinizi dağlar. Bazen sıra sıra, bazen hep beraber başlarlar ağıt yakmaya, methiyeler düzmeye rahmetlinin ardından. En soğukkanlıyım diyenin bile gözlerinden yaşlarla içindeki karanlık da akmaya başlar.

Kürt coğrafyasında hiç köy düğünlerine gittiniz mi? Gençlerin orkestraya, davul, zurnaya ya da banttan müziklere olan büyük ilgisine rağmen beyaz tülbentli kadınların tercihleri farklıdır. Bir kenarda bekleyen beyaz tülbentli kadınlar, halaya dikilir, hem söyler hem de oynarlar. Sözlerinde, şarkılarında Kürtlerin yüz yıllık cumhuriyet tarihi yatar. Şeyh Said’den tutun, Seyid Rıza’ya; koruculardan gerillaya; Feqiyê Teyran’dan Aram Tigran’a, Cigerxwen’a kadar Kürtlerin tarihleri, sanatçıları yatar. Enstrümansız koro halinde söylemeye başlarlar stranları (şarkı). Beyaz tülbentli Kürt kadınlarının halaylarında, stranlarında sözlü tarih yatar. Dinledikçe, izledikçe hayranlık duyarsınız bu genellikle “cahil” ve “güçsüz” olarak tanımlanan köylü, okumamış Kürt kadınlarının/analarının gücüne, hafızasına ve dayanışma ruhuna. Beyaz tülbent, Kürt kadınlarının rengidir; beyazın içinde bütün renkleri barındıran… Beyaz tülbent, Kürt kadınlarının kimliğidir; Kürtlerin varoluş mücadelelerini simgeleyen, unutmayan ve unutturmayan… Beyaz tülbent Kürt kadınıdır; içinde cesareti, barış umudunu ve tarihini barındıran…

KAYNAKÇA

Barış Anneleri’nden beyaz tülbentli eylem: Barış mümkün. (2020, Eylül 1). Ekmek ve Gül. https://ekmekvegul.net/gundem/baris-annelerinden-beyaz-tulbentli-eylem-baris-mumkun

Barış Anneleri İnisiyatifi. (2011). Başka Haber. http://www.baskahaber.org/2011/08/bars-anneleri-inisiyatifinin.html

Barışa Bir Tülbent de Sen Bağla. (t.y.). YouTube. https://www.youtube.com/channel/UC_bxK-EaZ7kU5fZZfG_CRRQ/featured

Başbakan Erdoğan’a beyaz tülbent gönderen DTP’liler: “Gül ve Erdoğan’a inanıyoruz.” (2009, Temmuz 29). Milliyet. https://www.milliyet.com.tr/siyaset/basbakan-erdogan-a-beyaz-tulbent-gonderen-dtp-liler-gul-ve-erdogan-a-inaniyoruz-1122815

Emniyet Taybet İnan’ın ölümünü 6 gün sonra öğrenmiş! (2017, Kasım 22). Artı Gerçek. https://artigercek.com/guncel/emniyet-taybet-inan-in-olumunu-6-gun-sonra-ogrenmis-38570h

Erbay, V. (2019, Mayıs 3). 100 beyaz tülbent eylem olur. Gazete Duvar. https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/05/03/100-beyaz-tulbent-eylem-olur

Fahrioğlu Akın, F. (2018, Temmuz 14). Remziye Tosun ile annem Meclis’e girdi. Gazete Duvar. https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2018/07/14/remziye-tosun-ile-annem-meclise-girdi

HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, Beyaz Tülbentle Yemin Etti! (2018). Haber Yirmi Bir. http://www.haberyirmibir.com/siyaset/hdp-diyarbakir-milletvekili-remziye-tosun-beyaz-tulbentle-yemin-etti-h15731.html

Kadınlar Birlikte Güçlü: Barış, hukuk ve yaşam için ısrar ediyoruz. (2019, Mayıs 16). Pirha. https://pirha.org/kadinlar-birlikte-guclu-baris-hukuk-ve-yasam-icin-israr-ediyoruz-video-172819.html/16/05/2019/

Savcıya göre Barış Anneleri beyaz tülbenti “sempatik ve dramatik görünmek için” takıyor. (2018, Ağustos 28). Artı Gerçek. https://artigercek.com/guncel/savciya-gore-baris-anneleri-beyaz-tulbenti-sempatik-ve-dramatik-gorunmek-icin-100606h

TBMM önünde beyaz tülbentlerle “Barış Yolu” oluşturdular. (2015, Eylül 12). Cumhuriyet. https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/tbmm-onunde-beyaz-tulbentlerle-baris-yolu-olusturdular-367041

Tülbent. (t.y.). Türk Dil Kurumu Sözlüğü. https://sozluk.gov.tr

Kapak görseli: Diyarbakır’da, 1 Mayıs mitingi sırasında, 2019. Kaynak: Twitter, @Sertac_Kayar []

DİPNOTLAR
  1. Video Kürtçe dilinde olup çeviri, yazara aittir.
  2. Beyaz tülbentimiz hayatımızdır. Beyaz tülbentimiz varlığımızdır. Beyaz tülbentimiz annelerimiz başındaki örtüdür.
  3. Yazarın 2018 yılında Diyarbakır’da Barış Anneleri ile yaptığı görüşmelerden alıntıdır.
  4. Belgesel Kürtçe olup İngilizce altyazı yer almaktadır. Türkçe çeviri, yazara aittir.
  5. F. Fahrioğlu Akın (14 Temmuz 2018). Remziye Tosun ile annem Meclis’e girdi. Gazete Duvar. https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2018/07/14/remziye-tosun-ile-annem-meclise-girdi
  6. Yazarın 2018 seçim çalışması döneminde Tosun ile yaptığı görüşmeden alıntı.
  7. Yazarın Temmuz 2022’de Diyarbakır kırsalında beyaz tülbentli bir kadın ile yaptığı görüşmeden bir alıntı.
  8. Yazarın, Diyarbakır’daki kişisel gözlemleri ve Temmuz 2022’de görüştüğü kadınların sözlerinden alıntılar.

İLGİLİ NESNELER